Apple Bunu Nasıl Yapıyor?

Apple Bunu Nasıl Yapıyor?
Photo by Sumudu Mohottige / Unsplash

Apple, küçük veya büyük her yeniliği bir devrimmiş gibi tanıtmayı başarıyor. Peki bunu nasıl yapıyor? Aslında bunu yıllardır becerebilmesinin en büyük nedeni "İnovasyonun İletişimi"ni çok iyi yapabilmesi. Bu iletişimi sağlarken sadık kaldığı bazı unsurlar ve firma bu unsurlardan asla taviz vermiyor.

Apple genel olarak icatlar yapmak yerine, var olan bir teknolojiiyi buluyor ve onu en mükemmel haliyle yeniden tasarlıyor, kullanıcı dostu, daha etkili ve daha güvenilir hale getiriyor. Bir ürünü satmak istiyorsanız onu sadece işlevsellik açısından ele alamazsınız. Tasarım bir ürünün satın alımı için gereken müşteri beğenisini ilk etapta yükselten en berlileyici özelliktir. İşte Apple bu beğeneyi en yüksek düzeyde tutabilmek için her zaman minimal ve şık tasarım diline sadık kalıyor.

Ama bazen oluşturulan bu teknolojiyi pazara sunmak için doğru zaman olamayabiliyor. O zaman bekleniyor. Taki o teknolojiyi kullanmak için toplum hazır olana kadar. İşte Apple lanse edeceği yeni ürünü için bir Masai Mara aslanı gibi pusuya yatıyor ve doğru zamanı bekliyor. Doğru zaman geldiğinden ise oluşturulan bu yeni özellik veya ürün tanıtılırken o ürün veya özelliğe ait bir hikaye yazılıyor. Ve bu hikayede kullanıcıların hayatlarını nasıl değiştirebileceği anlatılıyor. Anlatılan bezersiz hikaye, oluşturulan tasarım ve mühendislik becerisi, gelişmiş bir ekosistem bir araya gelince dünyanın en iyi teknoloji firmalarından birisi ortaya çıkıyor.

Buna ister kapitalizim ister görsel çekicilik ister statü deyin bu dedikleriniz sonucu değiştirmiyor ve Apple gerçekten işini iyi yapıyor.

Read more

Simülasyonun Olasılığı

Simülasyonun Olasılığı

Öncelikle, simülasyon teorisinin ne olduğuna bir bakalım. Simülasyon teorisi, yaşadığımız evrenin, içinde bulunan dünyamızın ve onun içinde yer alan sevdiklerimiz, yaşamımız, anılarımız, düşüncelerimiz, gördüklerimiz; kısacası görsel ya da sezgisel her şeyin, diğer bir deyişle "gerçek" diye nitelendirdiğimiz her unsurun, gelişmiş bir medeniyet tarafından yaratılmış bir simülasyon olabileceğini öne

By Temha Angelio
Kölelikten Özgürlüğe, Çalışma Saatlerinin Tarihçesi

Kölelikten Özgürlüğe, Çalışma Saatlerinin Tarihçesi

Sanayi devrimi öncesi doğsaydık, muhtemelen haftanın 7 günü çalışacaktık ve sadece dini bayramlarda tatil yapabilecektik. Gerçek bir köle yaşamı değil mi? 18. yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi'nin ilk zamanlarında da durum çok farklı değildi; sadece kölelik, toprak ırgatlığından dumanlı fabrika binalarına taşındı. Günde 16 saate varan, kadınlı ve çocuklu

By Temha Angelio