01-07 Nisan 2024 Haftası Teknoloji Bülteni

01–07 Nisan 2024 Haftası

01-07 Nisan 2024 Haftası Teknoloji Bülteni
Photo by Roméo A. on Unsplash

Malum geçtiğimiz hafta sonuna kadar ülke genelinde yine “demokrasi bayramı” olarak nitelendirdiğimiz bir seçim süreci yaşadık.

Bu süreç boyunca sosyal medyada karşılaştığım her içerik, beni 2016 yılındaki ABD seçimlerine ve ardından gelen büyük tartışmaya götürdü. ABD seçimlerinde sosyal medya manipülasyonu oldukça tartışmalı bir konuydu. Seçim sonuçlarıyla birlikte Rusya’nın, sosyal medya platformları aracılığıyla seçimlere müdahale ettiği ve manipülasyon girişimlerinde bulunduğu iddia edildi. Bu girişimler arasında yalan haberlerin yayılması, sahte hesapların ve botların kullanılması, hedef kitleye özel içeriklerin sunumu ve algı yönetimi taktikleri bulunuyordu. Bu iddiaların ardından, ABD’deki sosyal medya platformları ve hükümet yetkilileri, benzer manipülasyonları önlemek için çeşitli önlemler almıştı. Bu olaydan en çok etkilenen ise o dönemin en popüler sosyal ağı olan Facebook ve İngiliz veri analiz firması olan Cambridge Analytica oldu. Cambridge Analytica’nın, Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini izinsiz olarak toplayarak ve bu verileri seçim kampanyalarını hedeflemek için kullanarak manipülasyon girişimlerinde bulunduğu iddia edildi. Bu skandal, Facebook’un veri gizliliği ve güvenliği konularında büyük bir tartışmaya neden oldu ve çeşitli soruşturmalarla sonuçlandı. Bu olaylar, sosyal medya platformlarının politika ve veri kullanımı konusundaki dikkatini arttırdı ve benzer manipülasyon girişimlerini önlemeye yönelik çabaları güçlendirdi.

Peki, bunu yapabiliyorlar derseniz;

İlk olarak hedef kitle belirleniyor. Tabii ki bu kitlenin belirlenmesinde büyük verinin kullanılması gerektiğini söylemem gerekmiyor bile. Kitle belirlendikten sonra belirlenen içerik yine kitleye sunuluyor. Yanlı ve yanlış haberlerle kitlenin manipüle edilmesi, sahte hesap ve botlarla destekleniyor ve istenilen algı belirlenen kitle üzerinde yaratılıyor.


Jetgiller

Apple alışagelmiş işlerinin yanında robotik çakallıklar peşine de düşmüş durumda. Çocukluk yıllarımın vazgeçilmez çizgi filmlerinden birisi olan Jetgiller’deki meşhur hizmetçi robotu (Rosey) bilmeyeniniz yoktur. Evin tüm mevzularını halleden bu robotun herkes kendi evinde olmasını istemiştir. Bloomberg’den sevgili Mark Gurman’na göre bu robot şimdi Apple’ın yapılacaklar listesine girmiş durumda. Artan robotik pazar herkesin ağzını suladırmış durumda ve Apple da bu pastadan pay alma derdine düşmüş bile. Apple cephesinde elektrikli araba projesinin iptalinden sonra diğer farklı aletlerin geliştirilmesinin önünü açılmış gibi görünmekte. Belki gelecek zamanlarda sadece robotik bir firmaya dönüşecek olmanın ilk adımlarını görüyor olabiliriz.


Kripto pazarın önde gelen para birimlerinden birisi olan Ripple stabil bir coin çıkartmaya hazırlanıyor. Bildiğimiz Tehter misali bir coin planı içerisinde olan şirket, dolar endeksli tutup şimdilik ABD pazarında at koşturacak. Bana kalırsa sırayla hepsi aynı yola girecek. Henüz stabile girmemiş bir borsada ayı sezonlarında kendilerini korumak adına atılan adımlardan, diye düşünüyorum.

OpenAI — Sora


OpenAI’ın yeni ve gözde yavrusu Sora, soluk almadan koşmaya devam ediyor. OpenAI, bu hafta Sora ile oluşturulan ilk müzik video klibini yayınladı. “I feel like this piece of art is my absolute heart and soul.” açıklaması ile paylaşılan video, ilk tanıtım videolarındaki görselliğe göre oldukça vasat denilebilecek bir seviyede. Ama video üreten bir yapay zekaya göre her şey mucizevi bir şekilde ilerliyor diyebiliriz.

Bundan çok değil 5 sene önce bile seviyeyi hayal etmek imkansız iken şimdi evimizde hatta elimizde bizim için videolar üretebilen Hollywood makinesi mevcut. Hollywood, demişken onca sektör çalışanı zamanı geldiğinde taş yemeye adım atacak gibi duruyor. Peki, sadece Hollywood çalışanları mı, derseniz; hayır. Mevzunun kısa özetini isterseniz geçen gün paylaştığım şu aşağıdaki paylaşımda bulabilirsiniz.

Sora için de bir gözdağı da söz konusu. Malumunuz bu, yapay zeka dediğimiz ilginç yaratık biz insanoğlunu taklit ediyor ve öğrenmek için veriye ihtiyaç duyuyor. İşte bu öğrenme sürecinden Youtube rahatsız olmuş ki CEO’su Sora’nın öğrenme sürecinin kurallara aykırı olduğunu söyleyerek Open AI’ı uyarmış. Buradan bence daha çok kavga çıkar. ABD gazete ve yayıncılarının başını çektiği kuruluşlarla Open AI arasında mahkeme bazında bir kavga halihazırda zaten yaşanmakta. Çekirdek alıp izlemelik zamanlar yaşıyoruz.


Bildiğiniz üzere henüz Türkiye sınırlarında kullanıma açık olmasa da Meta’nın bir yapay zeka aracı mevcut. Bu sayfayı yurtdışından okuyorsanız veya VPN kullanmayı becerebilenlerdenseniz http://imagine.meta.com adresinden erişebilirsiniz. Neyse Business Insider’ın haberine göre Meta, bu aracı ırklar arasında bağlantı pek kuramamışa benziyor. Siyah bir adam ile beyaz bir kadın çiftin görselini oluşturmakta sorun yaşamazken durum asyalı bir adam ile beyaz bir kadın oluşturmaya gelince sınıfta kalmış gibi duruyor. İlginç ama insanları renklerine göre kategorize etmemeyi makinelere bile zorla öğretiyoruz. Stanford Hukuk Fakültesi’ndeki araştırmacılarsa OpenAI’ın ChatGPT, Google AI’ın PaLM-2 gibi sohbet robotlarından ırk ve cinsiyetle ilişkili isimler arasında önemli eşitsizliklerin olduğunu ortaya çıkaran bir makale yayımlamışlar.

Örnek gerçekten ilginç:

Bir sohbet robotu, Tamika ismine sahip avukata 79.375 dolarlık bir maaş teklif ederken ismi Todd olan avukata ise 82.485 dolar teklif etmiş.

Yukarıdaki örneklere bakarsak bakış açımız yapay zekayı da ırkçı ve cinsiyetçi bir hale sokuyor gibi görünmekte, tıpkı bizler gibi. Peki, bu nasıl oluyor, derseniz yapay zeka bizim verilerimiz ile öğreniyor, tıpkı ufak bir çocuk gibi. Dahası için USA Today’in şu haberine bakabilirsiniz.


Xiaomi SU7

Durumlar nasıl bu hale geldi bilmiyorum ama teknoloji firmaları ciddi işten çıkartmalara gebe durumda. Daha önceki aylarda Silikon Vadisi’nde zaten birçok kıyım yaşanmışken bu hafta furyaya Apple da katılmış durumda. 614 çalışanı ile yollarını ayıran firma, bu kararı “Apple Car” projesi suya düşünce almıştır diye tahmin ediyorum. Daha kötü senaryoları pek düşünmek istemiyorum. Keza durum gerçekten vahim gibi görünmekte, şu listeye bakarsanız bana siz de hak vereceksiniz.

Apple Car mevzusu açılmışken Financial Times üzerinde Xiaomi’nin evrimsel araba yolculuğunu anlatan ve Lei Jun üzerine odaklanmış güzel bir makaleye denk geldim. Lei Jun’nun meğer Çin’deki lakabı “Lei Jobs”mış Jobs takısının nereden geldiğini anlatmama gerek yok. Çünkü 10 yıldır Apple’ı başarı ile taklit edebilmeyi başaran Xiaomi, gayet güzel anlatmakta. Taklit ettikleri firma başaramadı ama Xioami aldığı 100.000 adet ön sipariş ile araba yolculuğunda başarılı olduklarını kanıtladı. 2018'de kurulan bir şirketin bu kadar kısa bir sürede bu noktalara gelebilmesi gerçek bir başarı hikayesi.


NASA/JPL — Voyager 1

Bana göre insanoğlunun en iyi uzay başarısı: Voyager kardeşler. 1977 yılında fırlatılan ve halen uzaya mesajlar gönderen ilk insan yapımı obje olarak tarihe geçen uzay sondaları, derin uzayda durmaksızın yol almaya devam ediyor. An itibarıyla Güneş sisteminin dışında seyir halinde olan kardeşlerden Voyager 1 ile bağlantı 2023 yılında kesilmişti. Nasa, bu mart ayında Voyager 1 deki sorunu çözmek için bir “poke” göndermişti. Anlaşılan mühendisler arızayı bir güncelleme ile çözmeyi başarmış durumdalar. Şimdi gelsin bakalım onca zamandır alınmayan derin uzay verileri.

İnsanoğlunun geldiği noktaya bakar mısınız? 46 yıl önce bir cihaz yap, onu uzaya gönder, saniyede 17 kilometre yol alsın, onca gezegene uğrasın, fotoğraflarını çeksin, çeşitli ölçümler yapsın ve bu verileri sana göndersin.

Pes.


Okyanusun diğer tarafında oluşturulan cihazlar, bu yakada çoğunlukla eğlence için kullanılırken oralarda ise daha insancıl amaçlara hizmet etmeye çalışıyor. Bu da daha yeni teknolojilerin doğmasını sağlıyor. Teknoloji dediğimiz olgu da tam böyle oluşuyor. Ve bunu, yine okyanusun diğer tarafı beceriyor. Ne yazık ki bu taraf değil. Apple Vision Pro’yu sadece film izlemek için kafanıza takmak isteyeceğiniz bir gözlük olarak düşünüyorsanız siz de bu taraftansınız, üzgünüm. Şimdilerde bazı doktorlar Vision Pro’yu operasyonlarında kullanarak insan kaynaklı hataların önüne geçme peşinde. Şimdiden bazı ameliyat ve operasyonlarda kullandıkları ve ameliyat esnasında prosedürleri atlamadan görmek, araçları seçmek, genel gidişatı görmek, izlemek gibi amaçlarla kullanılan Vision Pro hakkında geri dönüşler ise oldukça olumlu.


NASA/Johns Hopkins APL/Steve Gribben

Şimdilerin insanoğulları için nadir ve etkileyici olarak tabir edebildiğimiz Güneş tutulması, kadim medeniyetler içinse genel olarak göksel olayların en korkutucusu olarak görülürmüş. Güneş tutulmasını tanrıların öfkesi olarak adlandırırlarmış. En son 2017’de görülen tam güneş tutulmasından sonra şimdilerde Kuzey Amerika yeniden bu heyecana hazırlanıyor. 08 Nisan 2024 tarihinde yaşanacak olan tam güneş tutulması ABD, Kanada ve Meksika’dan deneyimlenebilecek. Bu arada tam tutulma ifadesi Ay’ın Güneş’in tamamını kapattığı durumu ifade etmektedir.

Güneş’ten devam edelim. Bu hafta içi tarihte ilk defa bir Güneş patlaması Nasa’nın Parker Güneş Sondası tarafından kayda alındı. Oldukça net ve hareketli girdaplardan oluşan görüntü bizim için pek bir şey ifade etmese de bu görüntüyü bekleyen yüzlerce bilim insanı olduğuna eminim ama ispatlayamam. Parker isminde bir sonda mı var, derseniz sizi şöyle alayım. Parker Güneş Sondası, adını ünlü astrofizikçi Eugene Parker’dan alan, Güneş’in dış atmosferi olan koronayı ve Güneş’in manyetik alanını incelemek üzere tasarlanmış bir uzay aracıdır; bu misyon, Güneş’in aktivitesi ve güneş rüzgarı gibi fenomenleri anlamamıza yardımcı olacak önemli veriler sağlamayı amaçlamaktadır.

Tutulma sırasında Güneş ışınlarını kesen sevgili Ay içinse Nasa’nın Artemis isimli bir projesi var ve proje için Ay yüzeyinde kullanılacak arazi aracı seçiminde üç firma ile görüşülmeye başlanmış. Bu üç şirket, yaklaşık 15 milyar dolarlık bir proje için kapışacaklar. Evet, Ay’da kullanılacak bir araç tasarlamanın değeri gerçekten sağlam bir para.


Ehliyetimi 19 yaşında, girdiğim ikinci sınav sonucunda alabilmiştim. Birincisinde kalmıştım. Aradan 21 yıl geçti ve Hyundai markasının IONIQ 5 isimli otonom aracı, Las Vegas sınırlarında ilk kez girdiği ehliyet sınavında ehliyeti kapmış gibi görünmekte. Üstelik sınava girenlerin %16'sının başarabildiği sıkı bir denetçi karşısında.

Otonom araçlar, kendi kendine yönlendirme yeteneğine sahip olan ve insan müdahalesi olmaksızın çeşitli görevleri yerine getirebilen araçlardır. Bu araçlar, genellikle yapay zeka, sensörler, kameralar, radarlar, lidarlar ve diğer algılama sistemleriyle donatılmıştır. Otonom araçlar, sürücüsüz araçlar olarak da adlandırılırlar.

Grok. Bu ismi hatırlayın, gelecekte sıkça duyacaksınız diye düşünüyorum.

Elon Musk ile yapay zeka arasında gelgitli bir ilişki söz konusu. Bazı zamanlar Musk, yapay zekaya karşı endişelerini dile getirirken, bazı zamanlarda ise yapay zekanın en büyük savunucularından biri haline gelebiliyor. Bu gelgitlerin arasında, Elon Musk’un kurucusu olduğu Grok adlı bir yapay zeka şirketi bulunuyor. Ve bu hafta açık kaynak hale getirdikleri kodu yayımladılar. Zaten Musk, yapay zeka tartışmalarında açık kaynaklı yapay zeka modellerinin önemine sık sık vurgu yapmaktaydı.

Grok, şu anda sadece X Premium üyelerine sunuluyor. Yani aylık 699,99 TL ödeyerek Grok’un derinliklerine erişebilirsiniz. Henüz deneme fırsatım olmadı, bu yüzden Grok’un OpenGPT kadar yetenekli olduğunu düşünmüyorum. Ancak, X gibi geniş veri havuzları kesinlikle Grok’un gelişiminde kullanılıyordur. Bu, Grok’un kısa sürede gelişebileceği gerçeğini gösteriyor. Eğer Grok, OpenGPT ile rekabet edebilecek seviyeye gelirse, OpenGPT’ye aylık 20 dolar ödemek yerine daha ekonomik olacağı kesin.

Tüm özelliklerini vs. anlatmaktansa sizleri Matthew Berman’ın ayrıntılı Grok testine alabilirim;

Read more

Simülasyonun Olasılığı

Simülasyonun Olasılığı

Öncelikle, simülasyon teorisinin ne olduğuna bir bakalım. Simülasyon teorisi, yaşadığımız evrenin, içinde bulunan dünyamızın ve onun içinde yer alan sevdiklerimiz, yaşamımız, anılarımız, düşüncelerimiz, gördüklerimiz; kısacası görsel ya da sezgisel her şeyin, diğer bir deyişle "gerçek" diye nitelendirdiğimiz her unsurun, gelişmiş bir medeniyet tarafından yaratılmış bir simülasyon olabileceğini öne

By Temha Angelio
Kölelikten Özgürlüğe, Çalışma Saatlerinin Tarihçesi

Kölelikten Özgürlüğe, Çalışma Saatlerinin Tarihçesi

Sanayi devrimi öncesi doğsaydık, muhtemelen haftanın 7 günü çalışacaktık ve sadece dini bayramlarda tatil yapabilecektik. Gerçek bir köle yaşamı değil mi? 18. yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi'nin ilk zamanlarında da durum çok farklı değildi; sadece kölelik, toprak ırgatlığından dumanlı fabrika binalarına taşındı. Günde 16 saate varan, kadınlı ve çocuklu

By Temha Angelio