Altman, modellerin artık siber güvenlik açıklarını bulacak kadar güçlendiği bir dönemde, bu teknolojinin kötüye kullanımını engellemenin en öncelikli görevleri olduğunu belirtti.
Bu kritik pozisyon, yapay zekânın sadece sunduğu faydalara değil, aynı zamanda siber güvenlik ve biyolojik riskler gibi gerçek dünya tehditlerine odaklanacak. Altman, 2025 yılında yapay zekânın ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin bir ön izlemesini gördüklerini, ancak artık modellerin sistemlerdeki kritik açıkları tespit edebilecek seviyeye ulaştığını vurguluyor. Yeni liderin görevi, bu yeteneklerin saldırganlar tarafından kullanılmasını engellerken, savunma tarafındaki ekipleri nasıl güçlendireceklerini belirlemek olacak.
Dijital kültürün güvenliği için kritik bir eşik olan bu rol, "kendi kendine gelişebilen" sistemlerin güvenliğini sağlamak gibi literatürde örneği az bulunan zorlu sorulara yanıt arayacak. Altman, bu işin oldukça stresli ve yoğun olacağını açıkça ifade ederek, adayın ayağının tozuyla "derin sulara" atlayacağını belirtiyor. Sektördeki birçok iyi fikrin uç durumlarda (edge cases) yetersiz kaldığını hatırlatan OpenAI, teoriden ziyade pratik ve uygulanabilir güvenlik protokolleri inşa etmeyi hedefliyor.
Sonuç olarak OpenAI, teknolojinin hızına yetişebilecek bir savunma mimarisi kurmak için düğmeye basmış durumda. Bu hamle, yapay genel zekâya giden yolda güvenliğin artık bir seçenek değil, sistemin kalbi olduğunun en net göstergesi. Geleceğin dijital dünyasında, saldırı ve savunma arasındaki dengeyi bu yeni birimin stratejileri belirleyecek.









